SAĞDUYULU SAĞDUYUM

05.06.2014 20:30

Uçmak…

Uçakla değil ama araçsız.

Kuşlar gibi…

Uçarken çıplak olmalı tenim, her santimetrekaresinde hissetmeliyim serinliği.

Yükselmeliyim.

Ürpermeliyim çıktığım yükseklikten. Dizlerimin bağı çözülmeli.

Sonra, sonra gözlerimi kapayıp bırakmalıyım kendimi boşluğa.

Özgürümdür işte o an.

Kuşlar kadar özgür. Bulutlar kadar umarsız.

Dünya’ya dair ne kadar sıkıntı varsa, uzaktır o an bana.

İki sevgilidir artık bedenim ve rüzgar

Mutluyumdur…

“Yerçekimi diye bir kanun var biliyorsun değil mi? Düşüyorsun şu an, aç gözlerini bir şeyler yap!”

Ooff ya! bak yine yaptı yapacağını. Bi sus arkadaş ya, bi sus. Ettin içine hayalin. Tamam biliyoruz İnsanız uçamayız, ruhumuz bedenimize, bedenimiz de mekana sıkışmış. Kanatlarımız yok. Fizik kurallarından da bi haber değiliz. Biliyoruz. Sadece hayal kuruyordum. Aferin sana, yine başardın, bir kere daha hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim…

Bak sevgili sağduyum! bırak bugün de karışma işime, bir süre çalışma, tatile ihtiyacın yok mu senin. Müsaade et mantıksız, saçma sapan hayaller kursun içimdeki yaramaz çocuk. Bir ufuktan diğerine uçsun. Gökyüzünden süzülüp, serin sularla kucaklaşsın. Islansın teni, tuzlu suyla sevişsin. Sonra tekrar yükselip, eski sevgiliyle gitsin…

İnan! bazen çok sıkıyorsun. Bu güzel hayalin bana ve sana ne zararı olabilir ki. Gerçek hayattaki müdahalelerine bir itirazım yokta, hayallerime karışmandan nefret ediyorum bilesin. Uyarma beni ya. Rüyalarımda bile tedbiri elden bırakmıyorsun. Ne olacak, bırak o yüksek duvardan atlayayım. Bir şey olmaz, bir tarafım kırılmaz emin ol. Rüya o.

"Boş işler bunlar. Hayal kurmanın insana ne faydası olabilir ki. Sorumlulukların var senin. İlla bir şey düşüneceksen onları düşün. Geleceğini garanti altına alman lazım. Boş hayaller sana göre değil. Masaldaki Ağustosböceği gibisin. Ya kış geldiğinde iyi kalpli bir karıncaya rastlayamazsan, halin nice olur. Birde o rüyada ben seni duvardan atlamaktan vazgeçirmeseydim yataktan düşecektin haberin var mı?"

Bak hala konuşuyor. Geleceğin, geleceğinin garantisi var mı? a benim doğrucu Davut’um.  

…….

Ne oldu. Sustun bakıyorum…

Başlatma şimdi hayalinden

Tamam, tamam  kızma hemen. Akıllı olan sensin, kontrollüsün, tedbirlisin. İyiliğimi düşündüğünden böyle davranıyorsun ama anla işte bazen olmayacak hayaller kurmak ister insan. Çoğunun bir işe yaramayacağını bilir. Bilir de, bir kaçıştır belki, kendine dönmek, belki de çocukluğu özlemek. Kim bilir? Nasıl anlatayım ki sana.

Senin yaradılış gayen, uyarmak, ikaz etmek. Kural ve kaidelerin var. Doğru ve yanlışların belli. Yalan atmak kötüdür ya. O yalan bir kötülüğü yok etmek için de olsa, yalandır senin gözünde. Çirkindir. Onun getireceği muhtemel güzelliklerinde bir kıymeti yoktur. 

Anlayacağın esnekliğin sıfırın altında. iki kere iki, dört eder her şartta sana göre. Haklısın 2 kere 2, dört eder her zaman da bazen insan, “zorlarsak dört buçuk yapamaz mıyız” diye sormak istiyor kendi kendine. Kime ne zararı var ki. Az bi müsaade lütfen. Çekil köşene otur. Sesini çıkarma, sebebini de sorma. Söz, sonra yine seni dinleyeceğim ama bugünlük hiçbir şeye karışma.

Karışma ki; birkaç dakikalığına da olsa kıskansın beni martılar…